Çin’de görevli Amerikalı bir subay bir gün Pekin’de bir lokantaya girdi.
Garsonun getirdiği Çince mönüye garip garip baktı. Gelen mönüden
birşey anlamasa da bozuntuya vermedi ve parmağını Çince bir yazının
üzerine basarak garsona gösterip, ne geleceğini merakla beklemeye
başladı.Bir müddet sonra garson bir tabak meyve getirdi. Amerikalı subay
garsona meyveyi kenara koymasını işaret ederek parmağıyla listedeki
başka bir yeri gösterdi. Bu kez, bir dilim pasta geldi. Subayın karnı çok
acıkmıştı. Parmak yöntemiyle güzel bir yemek seçemeyeceğini de
anlamış bulunuyordu. Çevresindeki masalara baktı. Karşı masada bir Çinli
et yemeği yiyordu. Subay, karşı masadaki adamın yediği yemeği gösterdi
ve garsona o yemekten getirmesini işaret etti.Yemek geldi. Subay büyük
bir iştahla eti yemeye başladı. Birkaç lokma sonra, şimdiye dek bu tatta
bir et yemeği yemediğini fark etti. Pekin ördeklerinin ününü duymuştu. Bu
acaba onun eti miydi?Garsonu çağırdı, eti gösterdi ve kollarını kanat gibi
yaparak, “Vak, vak?!” dedi.Çinli garson soruyu anlamıştı. “Hayır”
anlamında başını salladıktan sonra, doğru yanıtı verdi:“Hav, hav, hav!”
|